Migrated Content
We have recently updated the ILO website and are in the process of rebuilding a number of pages. You might encounter layout issues on pages as we work on them. Thank you for your understanding while we improve your experience.

Çalışma süresi düzenlemeleri

Esnek çalışma saatleri, iş-özel yaşam uyumu, işletmeler ve üretkenlik için yararlı olabilir

COVID-19 krizinde uygulamaya konulanlar gibi yenilikçi çalışma süresi düzenlemeleri, ekonomiler, işletmeler ve çalışanlar için daha yüksek üretkenlik ve daha iyi iş-özel yaşam uyumu gibi yararlar sağlayabilir.

6 ocak 2023

ILO’nun yeni raporuna göre, COVID-19 krizinde uygulamaya konulanlar gibi azaltılmış çalışma saatleri ve esnek çalışma süresi düzenlemeleri, ekonomiler, işletmeler ve çalışanlar için daha yüksek üretkenlik ve daha iyi iş-özel yaşam uyumu dahil olmak üzere yararlar sağlayabilir.

Dünya Genelinde Çalışma Süresi ve İş-Özel Yaşam Uyumu başlıklı rapor, çalışma süresinin iki ana yönünü inceliyor: Çalışma saatleri ve esnek çalışma süresi düzenlemeleri (çalışma düzeni), ve diğer yanda işletme performansı ve çalışanların iş-özel yaşam uyumuna etkileri. Rapor ayrıca, COVID-19 krizi öncesinde ve esnasında çalışma saatlerini kapsayan birtakım yeni istatistikleri de içeriyor.

İş-özel yaşam uyumunu ilk kez inceleyen bu çalışma, küresel işgücünün büyük bir kısmının, standart günlük 8/haftalık 40 saat çalışma süresine kıyasla ya daha uzun ya da daha kısa süre çalıştığını ortaya koyuyor. Tüm çalışanların üçte birden fazlasının düzenli olarak haftada 48 saatten fazla; beşte biri ise haftada 35 saatten az olmak üzere kısa süreli (kısmi süreli) çalışıyor. Kayıtdışı ekonomide çalışanların daha uzun veya kısa süreli çalışma oranları daha yüksek.

Rapor, vardiyalı çalışma, çağrı üzerine çalışma, sıkıştırılmış çalışma saatleri ve saat ortalama düzenleri dahil olmak üzere farklı çalışma süresi düzenlemelerini ve iş-özel yaşam uyumu üzerindeki etkileri analiz ediyor. Bazı esnek çalışma düzenlemelerinin getirdiği, örneğin daha iyi aile yaşamı gibi, yararların yanında daha büyük toplumsal cinsiyet dengesizlikleri ve sağlık riskleri dahil bedellerin gelebileceğine ilişkin uyarıda bulunuyor.

“İş-özel yaşam uyumu politikalarının, işletmelere önemli yararlar sağladığı, politikaların hem çalışanlar hem de işverenler için “kazan-kazan” olduğu savını destekleyen büyük miktarda kanıt var."

Yayınlanan rapor ayrıca COVID-19 küresel salgın esnasında hükümetler ve işletmelerin, kurumların işleyişini ve çalışanların istihdamını desteklemek için aldıkları krizle mücadele önlemlerini de irdeliyor. Azaltılan çalışma saatlerine tabi olan çalışanların oranının artması, istihdam kayıplarının önlenmesine katkıda bulunduğu görülüyor. Uzun vadeli değişimlerde ortaya çıkarılıyor. Rapor, “dünyada yapılabilir olan her yerde uzaktan çalışmanın geniş ölçekte uygulanması, öngörülebilir gelecekte istihdamın doğasını da büyük olasılıkla değiştirdi” diyor.

COVID-19 kriz önlemleri aynı zamanda, çalışanlara nasıl, nerede ve ne zaman çalışabileceklerine ilişkin daha çok esneklik tanındığında hem çalışanlara hem de işletmelerine, örneğin artan üretkenlik biçiminde olumlu etkiler yarattığına dair güçlü kanıtlar sergiliyor. Öte yandan, esnekliğin sınırlandırılması ise, personel devrinin artması dahil büyük çaplı bedelleri beraberinde getiriyor.
Rapora göre, iş-özel yaşam uyumu politikalarının, işletmelere önemli yararlar sağladığı, politikaların hem çalışanlar hem de işverenler için “kazan-kazan” olduğu savını destekleyen büyük miktarda kanıt var.

Raporun başyazarı Jon Messenger şunları söyledi: “Büyük istifa adı verilen olgu, iş-özel yaşam uyumunu küresel salgın sonrası dünyamızda sosyal ve işgücü piyasası sorunlarında ön plana çıkardı. Bu rapor, COVID-19 krizinden aldığımız derslerin bir kısmını uygularsak ve toplam uzunluğu dahil olmak üzere çalışma saatlerini nasıl yapılandırdığımıza dikkatle bakarsak, hem işletme performansını hem de iş-özel yaşam uyumunu artıracak kazan-kazan durumu yaratabiliriz.”

Rapor, aşağıdakileri de içeren bir dizi sonuç ve tavsiye içeriyor:
  • Günlük azami çalışma süresi ve kanuni dinlenme dönemlerine ilişkin çalışma süresi kanunları ve düzenlemeleri, toplumun uzun vadede sağlık ve esenliğine katkıda bulunan başarılardır ve hiçbir şekilde tehlikeye atılmamalıdır.
  • Daha uzun çalışma saatleri genel olarak daha düşük, kısa çalışma saatleri de daha yüksek birim emek üretkenliği ile ilişkilidir.
  • Ülkeler, COVID-19 krizi esnasında geliştirdikleri çalışma süresini azaltma ve esneklik deneyimlerinden yararlanmalıdır. Mümkün olan en geniş ödenekleri içeren kapsayıcı kısa süreli çalışma düzenleri, yalnız istihdamı korumakla kalmıyor, aynı zamanda satın alma gücünü de koruyor ve ekonomik krizlerin etkilerine karşı hafifletici tampon oluşturuyor.
  • Birçok ülkede, sağlıklı iş-özel yaşam uyumunu ve daha yüksek üretkenliği desteklemek amacıyla, çalışma saatlerinin azaltılmasını teşvik eden kamu politikası önlemlerine ihtiyaç duyuluyor.
  • Uzaktan çalışma, istihdamın korunmasına yardım ediyor ve çalışanların özerkliği için yeni alan yaratıyor. Ancak bunlar ve diğer benzer esnek çalışma düzenlemelerinin kamu gücü tarafından düzenlenmesi ve böylelikle olası olumsuz etkilerinin sınırlanması gerekiyor; örneğin böyle politikalardan biri de çalışırken “bağlantıyı kesme hakkı” olarak bilinen uygulamadır.

Related content

Dünya genelinde çalışma süresi ve iş-özel yaşam uyumu
Placeholder image

Dünya genelinde çalışma süresi ve iş-özel yaşam uyumu