ILO Türkiye Ofisi 190 sayılı Şiddet ve Taciz Sözleşmesi’nin Onaylanması Çağrısını Yineledi

Çalışma yaşamında şiddetin önlenmesine ilişkin ILO Türkiye Ofisi tarafından düzenlenen etkinlikte konuşan ILO Türkiye Direktörü Numan Özcan, Sözleşmenin henüz onaylanmamış olmasına karşın Sözleşmenin uygulanması için sosyal tarafların, özel sektörün ve sivil toplumun harekete geçtiğini, çalışmalar yaptığını ve Sözleşmeye ilişkin uygulamaların hayata geçmeye başladığını ifade etti.

Haberler | 05 Nisan 2022 Salı
Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) Türkiye Ofisi, çalışma yaşamında şiddet ve tacizin önlenmesi amacıyla 190 sayılı ILO Şiddet ve Taciz Sözleşmesi’nin uygulanmasıyla ilgili çalışmalar yapan sosyal taraflar, özel sektör ve sivil toplumu biraraya getirdiği 31 Mart 2022 tarihinde gerçekleşen geniş katılımlı toplantıda Sözleşmenin onaylanması yönündeki çağrısını yineledi.

ILO Türkiye Ofisi tarafından Ankara’da hybrid olarak düzenlenen “Çalışma Yaşamında Kadına Yönelik Şiddetin Önlenmesi – Deneyim Paylaşımı” Forumu etkinliğinde ILO 190 sayılı Şiddet ve Tacizin Önlenmesi Sözleşmesi’nin kabul edildiği 2019’dan bu yana Sözleşme’nin uygulanması ve çalışma yaşamında kadına yönelik şiddetin önlenmesi için Türkiye’de ve dünyada yürütülen çalışmalar ile atılalacak adımlar ele alındı.

190 sayılı Sözleşme’nin onaylanması, uygulanması ve kamuoyu ile sosyal tarafların gündemine daha fazla girmesi amacıyla ILO Türkiye Ofisi’nin gerçekleştirmeyi hedeflediği uzun soluklu sürecin de ilk adımı olan etkinlikte sosyal taraflar sözleşmenin uygulanması amacıyla kendi kurumlarında yaptıkları çalışmalara ilişkin sunum gerçekleştirdiler.

Toplantıda ayrıca ILO Genel Merkez İşçi ve İşveren Bürosu’ndan katılan uzmanlar 190 Sayılı Sözleşme’nin onaylandığı ülkelerde işçi ve işveren taraflarının rolüne ilişkin bilgi verdi.

“Sözleşme, kadına yönelik şiddet ve tacizin önlenmesinde önemli bir araç”

Açılış konuşması yapan ILO Türkiye Direktörü Numan Özcan, 2019 yılında ILO’nun 100. Kuruluş Yıldönümünde kabul edilen Sözleşmenin, çalışma yaşamında şiddet ve tacize odaklanan ilk uluslararası sözleşme olduğuna dikkat çekerek, Sözleşme’nin Türkiye tarafından onaylanmasının önemini vurguladı.

Numan Özcan “İş yerinde şiddet ve taciz, kadınların çalışma yaşamına erişimleri, çalışma yaşamında kalmaları ve de daha yüksek mevkilere yükselmelerinin önündeki en büyük engellerden birisi. Oysaki şiddetsiz çalışma yaşamı herkes için bir hak,” şeklinde konuştu.
“Kapsayıcı ve toplumsal cinsiyete duyarlı bir yaklaşım sunan ILO’nun 190 sayılı Sözleşmesi çalışma yaşamında şiddet ve tacizin önlenmesi için özellikle de kadına yönelik şiddet ve tacizin önlenmesi için önemli bir araç.”

“Hükümetlere, İşçi ve İşveren Taraflarına Rol ve Sorumluluklar Düşüyor”

190 sayılı Sözleşme’nin, iş yerinde kadına şiddetle mücadelede toplumsal cinsiyet kalıp yargıları, ayrımcılık ve toplumsal cinsiyet eşitsizliğine dayalı güç ilişkileriyle mücadele etmenin önemini vurguladığını ifade eden Özcan “Sözleşmeye göre ayrıca çalışma yaşamında şiddetin önlenmesi için hükümetlere, işçi ve işveren örgütlerine rol ve sorumluluklar düşüyor,” dedi.

“Sözleşme Onaylanmadı Ancak Uygulamalar Hayata Geçiyor”

Türkiye’de henüz onaylanmamış bir sözleşme kapsamında sözleşmenin uygulanması için sosyal tarafların, özel sektörün ve sivil toplumun harekete geçtiğine, çalışmalar yaptığına ve Sözleşmeye ilişkin uygulamaların hayata geçmesine tanıklık edildiğini belirten Özcan “Bugün burada bizlerle olan tüm tarafları, Sözleşme’ye yönelik öncü çalışmaları için, yürütülen kampanyalar için, Toplu İş Sözleşmeleri ve Politika belgeleri aracılığıyla sözleşmeyi gündeme taşıdıkları için teşekkür etmek istiyorum,” dedi.

İsveç Ankara Büyükelçisi Staffan Herrström ise cinsiyete dayalı şiddetin maalesef kadınların üçte birinin hayatları boyunca deneyimlediği bir gerçeklik olduğunu ve şiddet ve tacizin kadınlar ve erkeklerin işgücü piyasasına eşit oranlarda katılamamasının temel sebepleri arasında olduğunu ifade ederek ILO 190 sayılı Sözleşmenin kadına şiddetle mücadelede çok temel bir adım olduğunu belirtti.

Staffan Herrström bu sözleşme ile ilk defa uluslararası bir belge ile çalışma yaşamında şiddet ve tacizin insan hakları ihlali ve eşit fırsatlara yönelik bir tehdit olarak tanımlandığını söyledi.

“Tarihi önemi olan ILO sözleşmesi Cinsiyete Dayalı Ayrımcılıkla Mücadele Vurgusu Yapıyor”

“Bu tarihi önemi olan ILO sözleşmesi ilk defa şiddet ve tacizin olmadığı bir çalışma hayatının herkes için bir hak olduğunu kabul ediyor ve çalışma kültürünün eşitlik, onur ve saygı temelinde dönüştürülmesinin önünü açıyor.”

“190 sayılı Sözleşme, kadına şiddetle mücadele etmek için, şiddet ve tacize yol açan temel nedenlerle, cinsiyete dayalı ayrımcılıkla, güç ilişkileriyle ve kırılgan çalışma biçimleriyle mücadele edilmesinin önemini vurguluyor.”

Herrström, ILO ile işbirliğinin, sözleşme maddelerinin sendikalar tarafından politika dokümanlarına ve toplu iş sözleşmelerine yansıtılması ve Sözleşmenin onaylanması için ILO’nun tüm sosyal tarafları, kamu kuruluşlarını,STK’ları ve özel sektörü sürecin içine dahil ederek sosyal diyalog platformu oluşturması gibi gibi önemli ve somut sonuçlarının olduğunu ifade etti.

“Diğer ülkelerde olduğu gibi Türkiye’de de sözleşmenin onaylanması için faaliyetler yürüyor. Sosyal taraflar bu amaçla ilgili taraflar ile işbirliği içinde 2019’dan bu yana kampanyalar yürütüyor ve sözleşme maddelerinin sosyal diyalog gündemine girmesi için yoğun çaba harcıyor.”

“Geçtiğimiz 2 yılda Sözleşme maddelerinin toplu iş sözleşmelerine ve iş yeri politikalarına dahil edilmesi ve iş yerinde cinsiyete dayalı şiddetin önlenmesi konusunda farkındalık yaratılması anlamında önemli kazanımlar elde edildi.”

“Çalışma Yaşamında Şiddete Odaklanan190 Sayılı Sözleşme Önemli tamamlayıcı bir Uluslararası Sözleşme”

Türkiye Kadın Dernekleri Federasyonu (TKDF) Başkanı Canan Güllü ise kadına yönelik şiddetle ilgili olarak derneğin yaptığı çalışmalarla ilgili bilgi vererek ILO 190 sayılı Sözleşmenin çalışma yaşamında şiddet boyutunu ele alması sebebiyle bu konuda önemli bir tamamlayıcı uluslararası sözleşme olduğunu belirtti.

Türkiye’de 2018’den 2021 yılına doğru artan kadına yönelik şiddet vakalarının olduğuna işaret ederek kadına yönelik şiddetle mücadele ve Sözleşmenin hayata geçmesi ile bu konulara dair farkındalık yaratılması noktasında medyanın önemine dikkat çekti.

Etkinlikte daha sonra Genel Merkez İşçi ve İşveren Bürosu’ndan Sergejus Glovackas, Victor Hugo Ricco ve Christian Hess sözleşmeyi şimdiye kadar onaylamış olan ülkelerde işçi ve işveren örgütlerinin süreç içerisindeki rollerine ve sözleşmenin kabulünün işçiler ve işverenler için, özellikle kadınların çalışma koşullarının iyileşmesi bağlamında, katkılarına yönelik sunumlar yaptı.


Etkinlikte ayrıca ILO Genel Merkezi tarafından bu alandaki çalışmaların biçimlenmesi için yol gösterici olarak hazırlanan rehberin Türkçe çevirisi paylaşıldı.

Daha sonra TKDF Başkanı CananGüllü ‘nün moderatörlüğünde yapılan Deneyim Paylasım Forumu’nda sosyal taraflar, özel sektör ve sivil toplum deneyimlerini ve Sözleşme’nin uygulanması için kendi kurumlarında yaptıkları çalışmalar hakkında bilgi verdi.


HAK-İŞ, DİSK, IndustriALL, Birleşik Metal-İş Sendikası, Teksif Sendikası, Öz İplik İş Sendikası, Hizmet-İş Sendikası, Genel-İş Sendikası, PETROL-İŞ Sendikası, Türkiye Gazeteciler Sendikası, TÜRK-İŞ, Öz Gıda İş Sendikası, BARILLA, KARSAN, Ankara Üniversitesi - CTS Cinsel Taciz ve Cinsel Saldırıya Karşı Destek Birimi, Mobbingle Mücadele Derneği, Cinsiyet Eşitliği İzleme Derneği, UNWOMEN, Tez-Koop-İş Sendikası, Tekstil İşçileri Sendikası forumda yer aldı.

ILO 190 Sayılı Sözleşme Hakkında

Şiddet ve tacizden arınmış bir çalışma yaşamını amaçlayan 190 sayılı Şiddet ve Taciz Sözleşmesi (C190) ve 206 sayılı Tavsiye Kararı (R206), Uluslararası Çalışma Konferans’ında, 2019 yılında kabul edildi. Böylece, çalışma yaşamında şiddet ve tacizin “insan hakları ihlali ve fırsat eşitliğine yönelik bir tehdit olduğu” ilk kez uluslararası bir sözleşmenin bağlayıcı gücü ile ifade edildi.

Kadınların iş yerinde şiddet ve taciz durumları ile karşılaşma olasılığının daha fazla olduğunu belirten sözleşme, bazı sektörlerdeki şiddet ve taciz durumlarına özel vurgu yapıyor. Sözleşme ev içi şiddeti de çalışma yaşamındaki etkileri bağlamında ele alıyor. Sözleşme, şiddetin kadınların işgücü piyasasına erişimini, işgücü piyasasında kalmasını ve ilerlemesini engelleyebileceğine dair özel vurgu yapıyor.

2021 yılında yürürlüğe giren 190 Sayılı Sözleşme bugüne kadar 11 Üye Ülkede onaylandı.