ILO Sözleşmeler ve Tavsiye Kararlarının Uygulanması Uzmanlar Komitesi’nin 2021 Yılı Raporu Yayımlandı

Rapor, uluslararası çalışma standartlarının ülke düzeyinde uygulanmasıyla ilgili analizleri, hükümetler, işçi ve işveren örgütleri tarafından sağlanan gözlemlere de atıfta bulunarak yansıtıyor. Bu sene Türkiye’deki durum, iş teftişi, sendika özgürlüğü ve sendikalaşma hakkı, örgütlenme ve toplu pazarlık hakkı, ayrımcılık yapmama, işçi temsilcileri, iş sağlığı ve güvenliği, çocuk işçiliği ve cinsiyet eşitliği konularına değinen ve temel çalışma haklarını geliştirme açısından kritik öneme sahip 16 ILO Sözleşmesi bağlamında değerlendiriliyor.

Haberler | 22 Mart 2021 Pazartesi
ANKARA - Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) Sözleşmeler ve Tavsiye Kararlarının Uygulanması Uzmanlar Komitesi’nin 2021 yılı raporu yayımlandı.

Çalışmalarıyla ILO’nun uluslararası çalışma standartlarını denetleme sisteminin temel taşını oluşturan Sözleşmeler ve Tavsiye Kararlarının Uygulanması Uzmanlar Komitesinin hazırladığı raporda, dünyanın dört bir yanından üye ülkelerin uluslararası çalışma standartlarını nasıl uyguladıklarını gerek yasal düzenlemeler gerekse uygulamalar bağlamında analiz ediliyor. Bu değerlendirmeler, hükümetler, işçi ve işveren örgütleri tarafından sağlanan gözlemlere de atıfta bulunularak yapılıyor.

Türkiye raporda, iş sağlığı ve güvenliği, iş teftişi, sendika özgürlüğü ve sendikalaşma hakkı, örgütlenme ve toplu pazarlık hakkı, ayrımcılık yapmama, işçi temsilcileri, çocuk işçiliği ve cinsiyet eşitliği konularına değinen ve temel çalışma haklarını geliştirme açısından kritik öneme sahip 16 ILO Sözleşmesi’ne istinaden değerlendiriliyor.

Komite’nin raporunda Türkiye’yle ilgili olarak 81 sayılı ILO Sözleşmesi’ne referansla, İş Sağlığı ve Güvenliği alanındaki teftişlerin sayısı ile iş kazaları ve meslek hastalıkları konularına özel bir vurgu yapılıyor. Buna bağlı olarak, iş müfettişi sayısını artırma ihtiyacına dikkat çekiliyor. Ayrıca, insan haklarıyla ilgili uygulanan kısıtlamalar ve bunların çalışanların özgürlük ve hakları üzerindeki etkisi önceki yıllarda olduğu gibi 2021 yılı raporunda da geniş yer buluyor. 87 ve 98 sayılı ILO Sözleşmeleri’ne referansla, özellikle grev hakkının kısıtlanması ve yasaklanması, protestoların engellenmesi ve örgütlenme özgürlüğünün kısıtlanması konularına dikkat çekiliyor. 15 Temmuz darbe girişimi sonrası olağanüstü hal kararnameleri kapsamında kamu sektöründe gerçekleşen toplu işten çıkarmalara vurgu yapılıyor ve OHAL İnceleme Komisyonu ile Ankara İdare Mahkemeleri’nin toplu işten çıkarmalara yönelik kararları Komite tarafından yakından izleniyor.

Raporda Türkiye hakkında ele alınan bir diğer konu da işçilerin sendika kurma ve istedikleri sendikalara katılma hakkı ve bu hakkın istisnasız olarak tüm devlet memurlarına tanınması gerekliliği. Ceza infaz kurumu personelinin durumuna da vurgu yapılan raporda onların da istedikleri örgütler tarafından etkili bir şekilde temsil edilmeleri gerekliliğinin altı tekrar çiziliyor. Bu noktada, sendikalaşma özgürlüğünün hem özel sektörde hem de kamu sektöründe garanti altına alınması gerekliliğine vurgu yapılıyor ve bu özgürlüğe halel getirmeye yönelik ayrımcılığa karşı korumanın geliştirilmesi için Hükümet tarafından çeşitli adımlar atılması tavsiye ediliyor.

Toplumsal cinsiyet eşitliğinin desteklenmesi konusunda da Türkiye’nin uygulamalarını değerlendiren Komite, ILO ve İŞKUR tarafından yürütülen ve İsveç Uluslararası Kalkınma İşbirliği Ajansı (SIDA) tarafından finanse edilen “Kadınlar İçin Daha Çok ve Daha İyi İşler: Türkiye’de Kadınların İnsana Yakışır İşlerle Güçlendirilmesi” programı kapsamındaki çalışmaları memnuniyetle karşılıyor ve Hükümet’in sosyal ortaklarla ilişkisini sürdürmesinin gerekliliğini bir kez daha ifade ediyor. Bu bağlamda, çocuk bakım ve aile tesislerinin geliştirilmesi ve buna yönelik destek sağlanması konusunda Hükümet’in daha fazla adım atmasını talep eden Komite, Türkiye’de kadınların hamilelik veya tam süreli doğum izni nedeniyle işten çıkarıldığını veya bu yönde tehditlere maruz kaldığını kaygıyla not ediyor.

Son olarak, 2021 yılının Çocuk İşçiliğinin Sona Erdirilmesi Uluslararası Yılı olduğu da göz önünde bulundurularak raporda Türkiye’deki çocuk işçiliği konusuna geniş yer veriliyor ve çocuk işçiliğiyle mücadele için Hükümet’in attığı adımlar değerlendiriliyor. Komite’nin gözlemlerine ait detaylara ve raporun tamamına bu linkten ulaşılabilir. Raporun Türkiye ile ilgili kısmının çevirisine ise bu linkten ulaşılabilir.

Türkiye ile ilgili Sözleşmeler:

  • 1930 tarihli ve 29 sayılı Zorla Çalıştırma Sözleşmesi (Onay tarihi: 1998)
  • 1947 tarihli ve 81 sayılı İş Teftişi Sözleşmesi (Onay tarihi: 1951)
  • 1948 tarihli ve 87 sayılı Sendika Özgürlüğü ve Sendikalaşma Hakkının Korunması Sözleşmesi (Onay tarihi: 1993)
  • 1949 tarihli ve 98 sayılı Örgütlenme ve Toplu Pazarlık Hakkı Sözleşmesi (Onay tarihi: 1952)
  • 1958 tarihli ve 111 sayılı Ayırımcılık (İş ve Meslek) Sözleşmesi (Onay tarihi: 1967)
  • 1971 tarihli ve 135 sayılı İşçi Temsilcileri Sözleşmesi (Onay tarihi: 1993)
  • 1960 tarihli ve 115 sayılı Radyasyondan Korunma Sözleşmesi (Onay tarihi: 1968)
  • 1963 tarihli ve 119 sayılı Makinaların Korunma Tertibatı ile Teçhizi Sözleşmesi (Onay tarihi: 1967)
  • 1967 tarihli ve 127 sayılı Azami Ağırlık Sözleşmesi (Onay tarihi: 1975)
  • 1981 tarihli ve 155 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği ve Çalışma Ortamına İlişkin Sözleşme (Onay tarihi: 2005)
  • 1985 tarihli ve 161 sayılı Sağlık Hizmetlerine İlişkin Sözleşme (Onay tarihi: 2005)
  • 1988 tarihli ve 167 sayılı İnşaat İşlerinde Güvenlik ve Sağlık Sözleşmesi (Onay tarihi: 2015)
  • 1995 tarihli ve 176 sayılı Madenlerde Güvenlik ve Sağlık Sözleşmesi (Onay tarihi: 2015)
  • 2006 tarihli ve 187 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliğini Geliştirme Çerçeve Sözleşmesi (Onay tarihi: 2014)
  • 1973 tarihli ve 138 sayılı Asgari Yaş Sözleşmesi (Onay tarihi: 1998)
  • 1999 tarihli ve 182 sayılı En Kötü Biçimlerdeki Çocuk İşçiliğinin Yasaklanması ve Ortadan Kaldırılmasına İlişkin Acil Eylem Sözleşmesi (Onay tarihi: 2001)

Uzmanlar Komitesi Nedir?

Sözleşmeler, Sözleşmelere Ek Protokoller ve Tavsiye Kararlarından oluşan uluslararası çalışma standartları, uluslararası toplum tarafından evrensel araçlar olarak kabul edilmektedir ve çalışma hayatına dair ortak değer ve prensipleri yansıtmaktadır. Üye ülkeler, ILO Sözleşmelerini onaylamayı veya onaylamamayı seçebilse de ILO, sözleşmelerin onaylanıp onaylanmamasına bakmaksızın tüm ülkelerdeki gelişmeleri takip etmeyi önemli bulmaktadır.

Bir ülke, bir ILO Sözleşmesini onayladıktan sonra, sözleşme hükümlerini yürürlüğe koymak için alınan önlemleri düzenli olarak rapor etmek zorundadır. Sözleşmeler ve Tavsiye Kararlarının Uygulanması Uzmanlar Komitesi (CEACR veya Uzmanlar Komitesi), ILO denetleme sistemi içerisinde üye ülkelerin onaylanan Sözleşme ve Protokollerin hükümlerine uyumluluğunu teknik bakımdan incelemekle sorumlu bağımsız bir organdır. CEACR 1926 yılında kurulmuştur ve farklı coğrafi bölgelerden, yasal sistemlerden ve kültürlerden gelen 20 bağımsız yargıçtan oluşmaktadır.

Uzmanlar Komitesi, uluslararası çalışma standartlarının üye ülkeler tarafından hukuken ve pratikte nasıl uygulandığına dair, ulusal gerçeklerin ve hukuk sistemlerinin farklılığını da gözeterek, tarafsız ve teknik analiz yapmakla yükümlüdür. Böyle yaparak, Sözleşmelerin hükümlerinin hukuki kapsam ve içeriğini de belirlemek zorundadır.

Uluslararası çalışma standartlarının uygulanmasını incelerken Uzmanlar Komitesi iki şekilde yorum yapar: Gözlemler ve doğrudan talepler. Gözlemler, bir devletin, belirli bir sözleşmenin uygulamasına ilişkin olarak gündeme gelen temel sorular hakkındaki yorumları içermektedir. Bu gözlemler Uzmanlar Komitesi’nin yıllık raporunda yayımlanmaktadır. Doğrudan talepler daha teknik sorularla ya da daha fazla bilgi talebiyle ilişkilidir. Bunlar raporda yayımlanmaz fakat direkt olarak ilgili hükümetlere iletilir.

Uzmanlar Komitesi’nin 1932 yılından itibaren yayımlanan Raporlarına bu linkten ulaşılabilir.