COVID-19: Sosyal koruma
ILO: Gelecekteki krizleri önlemek için, gelişmekte olan ülkelerdeki koruma açıklarını kapatın
Güçlendirilmiş ve kapsamlı sosyal koruma sistemleri, COVID-19 gibi krizlerin etkilerini azaltacaktır.
CENEVRE (ILO Haber) – Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) tarafından yapılan analizlere göre, COVID-19 krizi, gelişmekte olan ülkelerde sosyal koruma kapsamında yıkıcı açıklar olduğunu ortaya çıkardı ve bu ülkeler, ancak ve ancak, ihtiyaca yönelik alınan kriz önlemlerini kapsamlı sosyal koruma sistemlerine dönüştürmeyi başarabilirlerse, düzelme sürdürülebilir olacak ve gelecekteki krizler önlenebilecek.
ILO tarafından yayınlanan iki bilgi notu şu uyarıları yapıyor: Sosyal koruma sistemlerindeki mevcut açıklar düzelme planlarını zayıflatabilir, milyonlarca insanı yoksulluğa sürükleyebilir ve gelecekte benzer krizlerle baş etmeye yönelik küresel hazırlıklılığı etkileyebilir.
Bilgi notları, kriz boyunca hastalık yardımları sağlanması da dahil olmak üzere, gelişmekte olan ülkelerde COVID-19 ile mücadelede sosyal koruma önlemlerinin rolünü ayrıntılı biçimde inceliyor.
Gelişmekte olan ülkelerde COVID-19 pandemisine yönelik sosyal koruma önlemleri hakkında bilgi notu, sosyal korumayı “kriz boyunca bireylere destek sağlamak için vazgeçilmez mekanizma” olarak tanımlıyor. Bilgi notu, bazı ülkelerin uygulamaya koydukları önlemleri inceliyor: Kaliteli sağlık hizmetine erişimin önündeki mali engellerin kaldırılması, gelir güvenliğinin artırılması, kayıt dışı ekonomide çalışanlara ulaşılması, gelirler ve işlerin korunması, sosyal koruma, istihdam ve diğer müdahalelerin iyileştirilmesi gibi.

Bilgi notu ayrıca, politika belirleyicilere, sadece COVID-19 üzerine odaklanmaktan kaçınma uyarısı yapıyor çünkü böyle bir odaklanma, sağlık sistemlerinin “insanları her gün öldüren diğer hastalıklarla” mücadele etme kapasitesini azaltabilir. Örnek olarak da, Ebola salgını esnasında virüse odaklanıldığında, sıtma, tüberküloz ve HIV/AIDS’ten ölümlerin arttığını belirtiyor.
Bilgi notuna göre, dünya nüfusunun yüzde 55’i, yani yaklaşık 4 milyar insan, sosyal sigorta veya sosyal yardım kapsamında değil. Dünya genelinde, işsizlerin yalnız yüzde 20’si işsizlik yardımlarından yararlanabiliyor bazı bölgelerde bu kapsam çok daha düşük.
COVID-19 Kriziyle Mücadelede Sosyal Koruma Önlemleri: Ülkelerin Önlemleri ve Politika Değerlendirmeleri başlıklı diğer Sosyal Koruma Merceği bilgi notu, hastalık izni ve karantina boyunca hastalık yardımlarını inceliyor.
Her ne kadar virüs, zengin-yoksul ayrımı yapmasa da, etkileri oldukça dengesiz [...] uygun maliyetli, kaliteli sağlık hizmetine erişebilmek 'ölüm-kalım meselesi' haline geldi."
İkincisi ise, bununla bağlantılı gelir kaybı, işçiler ve ailelerinin yoksulluğa düşme riskini artırıyor; ki bunun kalıcı etkileri olabilir.
Bilgi notu, hastalık yardımlarının kapsam ve yeterlik açıklarını kapatmamız için acil kısa vadeli önlemler alınması için çağrı yapıyor, bu önlemlerin başlıca üç fayda getireceğine işaret ediyor: Halk sağlığının desteklenmesi, yoksulluğun önlenmesi, sağlık ve sosyal güvenliğe ilişkin insan hakkının desteklenmesi.
Önerilen önlemler, hastalık yardımı kapsamının, başta standart dışı ve kayıt dışı istihdamda olan kadınlar ve erkekler, serbest çalışanlar, göçmenler ve kırılgan gruplar olmak üzere, herkesi kapsayacak biçimde genişletilmesini içeriyor. Diğer öneriler arasında, yardım miktarlarının gelir güvencesi sağlayacak düzeylere yükseltilmesi, yardımları verme sürecinin hızlandırılması, yardımların kapsamının önleme, teşhis ve tedavi hizmetlerini ve bunun yanı sıra karantina veya bakmakla yükümlü olunan hasta kişilerin bakımında geçirilen süreleri de kapsayacak şekilde genişletilmesi yer alıyor.
“COVID-19 krizi bir uyarıdır. Sosyal korumanın olmayışı, yalnız yoksulları etkilemekle kalmıyor, hali vakti nispeten yerinde olanların da kırılganlığını ortaya çıkarıyor, çünkü sağlık giderleri ve gelir kayıpları, bir ailenin yıllar süren çalışma ve birikimlerini bir çırpıda yok edebilir” diyor ILO Sosyal Koruma Departmanı Direktörü Shahra Razavi.
Razavi, “Dünyada gördüğümüz örnekler, sağlam ve kapsamlı sosyal koruma sistemleri olan ülkelerin, krizle mücadele ve krizden düze çıkma bakımından çok daha güçlü konumda olduklarını bir kez daha gösteriyor. Politika belirleyiciler, sosyal korumanın önemli ve gelecekteki krizlere toplum olarak hazır bulunmayı sağlayacak yatırımların aciliyeti hakkında artan toplumsal farkındalığın yarattığı ivmeden yararlanmalıdır” değerlendirmesinde bulunuyor.