Yeşillenen işyerleri

ILO’ya göre, işletmeler yeşil geçişin başrol oyuncuları olmak zorunda

Yeşillenen işyerleri, işletmelerin yeşillenmesinde gittikçe artan rol oynuyor, öte yandan çalışma yaşamında hem işçiler hem işverenler için büyük önem taşıyan özellik haline geliyor.

Haberler | 14 Kasım 2022 Pazartesi

CENEVRE (ILO Haber) – Uluslararası Çalışma Örgütü’nün (ILO) yeni raporuna göre, işletmeler, çevreyi koruma ve hakkaniyete ve tüm paydaşların katılımına dayanan bir adil geçişin gerçekleştirilmesinde kritik rol oynayabilir.

İşletmelerin Yeşillenmesi: Süreçler ve İşyerlerinin Dönüştürülmesi, işletmelerin yeşil geçişine özel olarak odaklanan ilk ILO araştırmasıdır. Gittikçe artan sayıda işletmenin, kaynak kıtlığı, doğal afetlerin sıklığı, tüketiciler ve müşterilerin iklim sorunları hakkında daha proaktif olun çağrılarına yanıt olarak, karbon emisyonlarını azaltacak önlemler aldığını ortaya koyuyor. Bu sorunlar, Rio+20 Konferansı toplanması ve Paris Anlaşması’nın kabul edilmesi sayesinde 2010’lu yıllardan itibaren büyük önem kazandı.

Rapora göre, işletmelerin yeşillenmesini artıran faktörler arasında sürdürülebilir ulaşım ve işyerlerinde kaynakların sürdürülebilir kullanımı hakkında düzenlemeler, yeşil tedarike ilişkin yasal düzenlemeler, çalışma sürelerinin düzenlenmesi, uzaktan çalışma ve sürdürülebilir iş modeli var.

“Girişimcilerin değerleri ve işçilerin sağlıklı ortamda çalışma arzusu, yeşil işletmelere yönelik değişimin en güçlü itici kuvvetleridir” diyor ILO Araştırma Departmanı kıdemli Teknik Uzmanı ve raporu yazan ekibin lideri Catherine Saget.

Rapor, 2019 yılında yürürlükte olan düzenlemelerin üçte ikisinin 2004 yılından bu yana uygulamaya konulduğunu -dünyanın tüm bölgelerinde işletmelerin anılan dönemde büyük bir iklim değişikliğine uyum çabasına giriştiğini- gösteriyor.

Girişimcilerin değerleri ve işçilerin sağlıklı ortamda çalışma arzusu, yeşil işletmelere yönelik değişimin en güçlü itici kuvvetleridir."

Catherine Saget, ILO Araştırma Departmanı kıdemli Teknik Uzmanı ve raporu yazan ekibin lideri
Örneğin 2021 yılında Eurobarometer’in (hem Türkiye gibi AB adayı ülkeler, hem de ABD gibi başka ülkeleri de kapsayan Avrupa Birliği araştırması) yaptığı ankete yanıt veren on işletmeden dokuzu, yeşil geçişi destekleyecek faaliyetlere giriştiklerini ifade ediyor; öte yandan, bu oran Arnavutluk’ta yüzde 58 ila Norveç’te yüzde 99 olmak üzere, ülkeler arasında değişiklik gösteriyor.

Avrupa dışında düşük ve üst-orta gelirli ülkelerde, kayıtlı sektörde faaliyet gösteren işletmelerin çoğu da yeşil geçişi destekleyen önlemler alıyor. Raporda incelenen 65 ülke ve toprağın arasında, Asya, Avrupa ve Latin Amerika, işyeri sürdürülebilirliğini desteklemede en aktif bölgeler olarak öne çıkıyor.

Çalışmanın bulgularına göre, büyük işletmelerin yeşil teknolojilere daha kolay ulaşıma ve daha fazla miktarda yasal yükümlülükleri olduğu için, kaynak verimli önlemler almaları ve yeşil ürün ve hizmetler sunmaları diğer işletmelere göre daha muhtemel. Ancak, mikro, küçük ve orta ölçekli işletmeler de (MKOBİ’ler) enerji, kaynak ve atık yönetimi tasarruf önlemlerini de uyguluyor.

Hem işçiler hem de işverenler gittikçe artan oranlarda, sürdürülebilir ulaşım, kaynakların sürdürülebilir biçimde tüketilmesi, atık yönetimi, işin organizasyonu ve çalışma yaşamında sürdürülebilir gıda dahil olmak üzere işyerlerinin yeşillenmesinin kendileri için önemli olduğunu belirtiyor.

Öte yandan, yeşile geçişte işletmeler birçok engelle karşılaşıyor. Çok uluslu işletmelerin yaşadığı sorunlar arasında iklim politikalarının belirsizliği, yeşil teknolojilerin sınırlı mevcudiyeti ve yatırımın getirileri hakkında sorunlar var. MKOBİ’ler ise, finansman ve becerilere sınırlı erişim, inovasyon alanında bilgi eksikliği ve düzenlemelerin tutarsız biçimde uygulanmasından şikayet ediyorlar.

Rapor ayrıca, işletmelerin iyi çevre uygulamalarını benimsemeleri ve adil geçişi gerçekleştirmelerine yardım edecek öneriler de içeriyor: Politika ve düzenleyici çerçevelerin iyileştirilmesi yoluyla işletmeleri yetkinleştirici ortamın desteklenmesi; işletmeler ve diğer aktörlere strateji bakımından daha fazla belirlilik sağlanması; yöneticiler ve işçilerin istihdam, beceri ve ücretler üzerindeki etkiler için hazırlanmalarına yardım etme (hem küçülecek hem de büyüyecek sektörlerde); beceri geliştirme dahil gerekli biçimlerde toplumsal cinsiyet ayrışmasının ele alınması ve böylelikle kadınların yeşil işlerin yaratılmasından yeter ölçüde yararlanması.